Yargı Gerekçesiyle Birlikte Verilmiştir Ne Demek?
Yargı kararlarının gerekçesiz verilmesi kadar sıkıcı ve düşündürücü bir şey varsa, o da “Yargı gerekçesiyle birlikte verilmiştir” ifadesidir. Türk hukukunda kararların gerekçeli olması, hukuk sisteminin temel taşlarından biridir. Ama gelin görün ki, bu ifadenin popülerleşmesiyle birlikte gerekçenin ne kadar önemli olduğu bir kenara bırakılmış gibi görünüyor. Bu yazıda, “Yargı gerekçesiyle birlikte verilmiştir” ifadesinin arkasındaki anlamı tartışacak, artılarını ve eksilerini analiz edeceğim. Bunu yaparken de, en sevdiğim şekilde, sosyal medya üzerinden duyduğum o yüksek sesli fikirlerle biraz da mizah katacağım.
Yargı Gerekçesi: Ne Var Ne Yok?
Türk hukukunda, bir mahkeme kararının gerekçeli olması, o kararın neye dayanarak verildiğinin açıkça ortaya konması gerektiği anlamına gelir. Bu gereklilik, şeffaflık ve hesap verebilirlik adına oldukça önemli. Ama ne yazık ki, bu gereklilik pratikte her zaman işlemediği gibi, bazen “yargı gerekçesiyle birlikte verilmiştir” denildiğinde, bizlere pek de faydalı bir şey vaat edilmemiş oluyor.
Hadi kabul edelim, gerekçeyi okumak bazen can sıkıcı olabilir. Özellikle de bazı yargıçlar kararlarını yazarken sanki bir roman yazıyormuş gibi kelimeleri arka arkaya sıralayıveriyorlar. Bu da “Yargı gerekçesiyle birlikte verilmiştir” ifadesini bir anlamda “derin boşluk” haline getiriyor. İnsan, “Evet, gerekçeyi de okudum, peki ne değişti?” diye soruyor.
Gerekçenin Olumlu Yönleri
Yargı gerekçesinin en büyük avantajı, hukukun şeffaflığını sağlamasıdır. Bir mahkeme kararı verildiğinde, gerekçesiyle birlikte halkın anlayabileceği bir biçimde açıklanması, adaletin doğru şekilde işlediğini gösterir. Yani mahkeme bir karar alırken, sadece “şu suçtan dolayı şu kadar yıl hapis” demekle kalmaz, bunun nedenlerini de açıklar. Bu şeffaflık, hem avukatlar hem de halk için önemli bir referans noktası olur.
Diğer taraftan, gerekçeli kararlar, benzer davalar için de birer emsal teşkil eder. Yargıtay’a başvurulacaksa, o gerekçe, kararın neye dayanarak verildiğini gösterir ve böylece daha net bir hukuki zemin oluşur.
Gerekçenin Zayıf Yönleri
Ama işin başka bir boyutu da var: Bazen gerekçeler, kararın ne kadar “haklı” olduğu konusunda ciddi soru işaretleri oluşturur. Örneğin, “yargı gerekçesiyle birlikte verilmiştir” denildiğinde, kararda yazılı olanın her zaman ikna edici olacağına dair bir güvence yoktur. Bazı kararlar o kadar uzun ve karmaşık olur ki, hukuk bilgisi olmayan biri olarak ne okuduğunuza dair bir fikir bile edinemezsiniz. O zaman “gerekçe” sadece bir yükümlülük gibi durur. Hem gereksiz yere uzatılmış olur, hem de kararı açıklayıcı olmaktan çok daha kafa karıştırıcı hale gelir.
Gerekçe ve Hukuki Devrim Arasındaki Çelişki
Gerekçeli karar, bir anlamda hukukun rasyonel bir şekilde işlediğinin kanıtı olsa da, pratikte uygulamada bu her zaman böyle olmayabilir. Gerekçe yazımının zaman alması, mahkemelerin kararlarını hızlı bir şekilde vermekte zorlanmasına yol açabilir. Bu da ülkemizdeki adalet sisteminin ne kadar ağır işlediğini bir kez daha gözler önüne serer. Yani, “Yargı gerekçesiyle birlikte verilmiştir” dediğimizde, bu bir devrim gibi sunulabilir; ancak çoğu zaman sistemin işlerliğini tıkanan bir engel olarak karşımıza çıkar.
Daha da ileri gidelim: Bu gerekçe bazen o kadar kalıplaşmış ve şablon hale gelir ki, zaten aynı kararlar aynı gerekçeyle verilmiş olur. O zaman gerekçenin ne kadar anlamlı olduğu tartışmaya açılır. Hukukun evrimi, her dava özelinde özgün bir değerlendirme gerektirirken, aynı gerekçe metinlerinin tekrar edilmesi, doğruyu bulma çabalarını boşa çıkarabilir.
Gerekçe, Hukukçu için İyi Mi, Kötü Mü?
Gerekçeli kararların savunucusu olmak kolay; ama bir hukukçunun “gerekçesiz” kararlarla uğraşmak zorunda kalmadığı sürece, bu şablonun ne kadar faydalı olduğunu tam olarak bilemez. Çünkü hukuk bir bakıma insanın düşündüğü gibi işlemiyor. Mahkemeler sadece kuralların çerçevesinde değil, her davanın özgün koşullarıyla da ilgilenmek zorunda. Yani gerekçe bazen, mantık dışı bir yere savrulabilir.
Bununla birlikte, gerekçeli kararların bir hukukçunun işini kolaylaştırdığı da söylenebilir. Çünkü kararın neye dayanarak verildiğini ve mahkemenin neden bu yolda ilerlediğini net bir şekilde görmek, ileride yapılacak itirazlarda önemli bir argüman oluşturur.
Sonuç Olarak: Yargı Gerekçesiyle Birlikte Verilmiştir, Ama Ne Kadar Anlamlı?
Yargı gerekçesiyle birlikte verilmiştir ifadesinin anlamı aslında çok basit: Adaletin neye göre verildiği açıklanıyor. Ama pratikte, her gerekçe gerçekten açıklayıcı ve ikna edici olmayabiliyor. Bazı durumlarda, gerekçenin uzunluğu, kararın doğru ve adil olduğu anlamına gelmez. Yani “gerekçe” meselesi, adaletin gerçek bir göstergesi mi, yoksa sadece formalite mi olduğu konusunda tartışmaya açık bir konu.
O zaman soralım: Gerekçe gerçekten kararın kalitesini yansıtan bir unsurdu, yoksa sadece kararın arkasına saklanmış bir hukuki dil silahı mı? Yargı gerekçesiyle birlikte verilmiş bir karar, her zaman daha adil midir, yoksa sadece daha uzun bir yazıdır? Bu soruları tartışarak, bu alanın daha nasıl evrileceğini hep birlikte göreceğiz.