İçeriğe geç

Okan Bayülgen programı devam ediyor mu ?

Okan Bayülgen Programı Devam Ediyor mu? Medya, Güç ve Toplumsal Sözün Siyaseti Üzerine

Toplumların kaderini belirleyen şey yalnızca seçim sandıkları değildir; kimi zaman bir ekran, bir ses, bir mizah anı da iktidarın damarlarında dolaşan elektriği hissedilir kılar. Bir siyaset bilimci için televizyon, yalnızca eğlence değil; ideolojinin, otoritenin ve direnişin sahnesidir. Okan Bayülgen’in televizyon serüveni de bu sahnenin tam ortasında durur. “Okan Bayülgen programı devam ediyor mu?” sorusu, yüzeyde bir medya merakı gibi görünse de, aslında çok daha derin bir politik anlam taşır: Güç kimde, söz kimde, temsil kimindir?

Medya ve İktidar: Görünmez Elin Görüntüsü

Foucault’nun iktidar kavramını hatırlayalım: Güç, yalnızca baskıyla değil, söylemle işler. Televizyonun ekranı, bu söylemin en görünür mekânıdır. Okan Bayülgen yıllar boyunca bu mekânda eleştirel düşüncenin temsilcisi olmuştur; mizahı, düşünceyi ve karşıt sesi harmanlayarak bir tür politik direniş alanı yaratmıştır.

Ancak medya, artık bireysel ifadeden çok kurumsal stratejilerin elindedir. Kurumsallaşmış medya yapısı, tıpkı modern devlet gibi, kendi sınırlarını çizen, sözün dozunu belirleyen bir iktidar mekanizmasına dönüşmüştür. Bu bağlamda, Bayülgen’in programlarının devam edip etmediği yalnızca bir yayın politikası meselesi değil; sistemin “hangi seslere alan açtığı” sorusudur.

Bir siyaset bilimci olarak bu tabloyu şöyle okumak gerekir: Okan Bayülgen’in ekran varlığı, medya alanında özgürlükle kontrol arasındaki çatışmanın bir aynasıdır.

Erkek Stratejisi ve Kadın Katılımı: Sözün Cinsiyeti

Siyaset, tıpkı medya gibi cinsiyetlidir. Erkekler genellikle stratejik, konum odaklı bir güç anlayışını temsil ederken; kadınlar toplumsal etkileşim, empati ve demokratik katılım üzerinden söz üretir. Okan Bayülgen’in program tarzı, bu iki yönü ustaca harmanlar.

Bir yandan erkeksi bir stratejik hakimiyet vardır: Mizah aracılığıyla alanı kontrol eder, diyalogları yönlendirir, entelektüel üstünlük kurar. Ancak diğer yandan, programlarının yapısında belirgin bir katılımcı kültür görülür. Konuklara söz hakkı tanıyan, seyirciyi düşünmeye davet eden, çoğulcu bir ifade biçimi.

Bu iki yön, modern siyaset biliminin merkezindeki gerilimi temsil eder: Gücü elinde tutma arzusu ile gücü paylaşma ideali. Bayülgen’in televizyon anlatısı, tam da bu ikiliğin laboratuvarıdır.

İdeoloji, Mizah ve Vatandaşlık Bilinci

Televizyonun mizah alanı, ideolojinin en incelikli maskesidir. Güldürürken düşündürmek, yalnızca bir sanat değil, aynı zamanda bir siyasal eylemdir. Okan Bayülgen’in mizahı, izleyiciye edilgen bir eğlence değil, etkin bir farkındalık önerir.

Bir vatandaş olarak ekran karşısında oturmak, artık politik bir eylemdir. Çünkü hangi programı izlediğimiz, hangi sözleri normalleştirdiğimiz, toplumsal bilincin sınırlarını çizer. Bayülgen’in programı devam ediyor mu sorusu, bu anlamda “sözün hâlâ özgür olup olmadığı”nı sorgulayan bir politik göstergedir.

Eğer bir ekran kapanmışsa, bu sadece bir yayın değil, bir düşünme biçimi de kapanmıştır. Bu yüzden mesele, bir televizyon programının varlığı değil; toplumun eleştirel seslere ne kadar alan tanıdığıdır.

Medyanın Yeni Düzeni: Sessizlik Politikası mı, Dönüşüm mü?

Bugün medyada iktidarın söylemsel hegemonyası belirgin. Ancak bu hegemonya, sessizlikle değil, çeşitlilikle de kurulabilir. Bazı sesler ekranlardan çekilir, bazıları dijital ortamlarda yeniden doğar. Bayülgen’in üretimi artık yalnızca televizyonda değil; podcastlerde, dijital platformlarda ve sahnede sürüyor.

Bu, siyasal teorideki klasik dönüşüm örneklerinden biridir: Gücün biçim değiştirmesi. Modern medya düzeni içinde, özgürlük artık yayıncının değil, izleyicinin stratejik tercihlerinde şekilleniyor.

Bir siyaset bilimci için bu, “iktidarın merkezi dağılmıştır” demektir. Artık her birey, hangi sesi duyuracağına karar veren bir mikro-iktidar birimidir.

Okura Provokatif Sorular

Eğer Okan Bayülgen’in programı bitti diyorsak, şu soruları sormalıyız:

– Asıl biten program mı, yoksa düşünme alışkanlığımız mı?

– Medya sessizleştiğinde, vatandaşın sesi nerede yankılanır?

– Mizah sustuğunda, siyaset hangi dille konuşur?

Sonuç: Sözün Devamı, Ekranın Ötesinde

Okan Bayülgen programı devam ediyor mu? sorusunun cevabı, “evet” ya da “hayır”la sınırlanamaz. Çünkü onun programı, yalnızca bir yayın değil; eleştirel düşüncenin toplumsal bellekteki varlığıdır. Bu düşünce biçimi, ekranlardan taşarak kamusal alanın her köşesinde sürer.

Bir siyaset bilimci için mesele, bu sesi yaşatmakta yatar:

İktidarın karşısında mizahın, sessizliğin karşısında sözün, manipülasyonun karşısında düşüncenin devam etmesi.

O hâlde gerçek soru şudur: Senin programın devam ediyor mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort
Sitemap
https://ilbet.online/vdcasino yeni girişilbet yeni girişhttps://www.betexper.xyz/